Vücut ağırlığının olması gerekenden daha fazla olmasıdır. Bu durumda yağ dokusunun oranı diğer dokulara göre artmıştır. Şişmanlık, klinik muayeneler, boy ve ağırlık ölçüleri alınıp bununla ilgili standartlarla kıyaslanması, deri kalınlığının ölçülmesi gibi yöntemlerle saptanır.
Bir kişinin vücut ağırlığı beden kitle indeksi ile ilgili standart değerler kullanılarak hesaplanır.
Beden Kitle İndeksi ( BKİ ) = Vücut Ağırlığı (kg) / Boy (m²)
BKİ (kg/ m²) <19.9 Zayıf
20.0-24.9 Normal
25.0-29.9 Hafif şişman
>30.0 Şişman
Örnek: 1.5 m boyunda bir kadının ağırlığı ne kadar olmalıdır?
Ağırlık (kg) = standart değer x Boy (m2) = 20 veya 25 x (1.5) ² = 45-46 kg
Bu kadının ağrılığı 45 ile 56 kg arasında olduğunda normal kabul edilir.
Zararları: Bugün şişmanlık bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Çünkü şişmanlık çeşitli yönlerden bireyin sağlığını etkilemektedir.
1. Ağır bir vücudun taşınması güçtür. Özellikle orta yaşlı ve yaşlılarda ağır vücudun taşınması eklemlerde ağrıların artmasına yol açar.
2. Özellikle gençlerin şişman olması onların psikolojik olarak olumsuz etkilenmelerine neden olur. Birey çirkin ve herkes tarafından gülünç karşılandığı fikrine kapılabilir.
3. Şişmanlık, kas hareketlerinin verimini azaltır, fiziksel hareketsizliğe yol açar.
4. Kalp, damar hastalıklarına ve hipertansiyona neden olur.
5. Çeşitli organların bozukluğu sonucu, yaşam süresinin kısalmasına neden olur.
Şişmanlığın Nedenleri:
Şişmanlık uzun süren bir enerji dengesizliği sonucudur.
Bunun belli başlı nedenleri:
1. Fazla yeme,
2. Fiziksel hareketlerin azlığı,
3. Psikolojik buzukluklar,
4. Metabolik ve hormonal bozukluklardır.
Bu faktörler arasında en önemlisi, fazla yemedir. Bir çok kimse yedikleri ve harcadıkları hakkında gerçek bilgiye sahip değildir. Bazıları, fiziksel hareketler için harcanan enerji konusunda da bilgisizdir. Hareket ediyorum diye fazla yemek, bazen farkında olmadan şişmanlığa yol açabilir. Bazı kimseler şişmanlığın kalıtımsal olduğunu belirtmektedirler.Yapılan bir araştırmada, normal anne babanın çocukları arasında şişmanlık %8-9 iken, anne-babadan birinin şişman oluşunda çucuklardaki şişmanlık sıklığının % 40’a, her ikisinin de şişman oluşunda %80’e çıktığı belirtilmiştir. Yalnız, bu durumun kalıtımsal bir değişkenlikten çok, ailenin beslenme alışkanlığından ileri geldiği sanılmaktadır.Genellikle evde pişirilen yemeklerin enerji değerinin yüksek oluşu, ailenin bütün bireylerinin fazla enerji tüketmesine yol açmaktadır. Genellikle hareketsiz kimseler, hareketli olanlar kadar yemektedirler.Bu durumda, hareketsiz olanların enerji dengesi bozulmaktadır. Ağır işte çalışanlar arasında şişman kimselere çok az rastlanmasına karşılık, oturarak iş gören memurlar ve ev kadınlarında şişmanlığın sık görülmesi, fiziksel hareketlerin, vücut ağırlığı üzerine etkisini açık olarak göstermektedir. Bazı kimseler üzüntü, sıkıntı ve güvensizliklerini örtmek için fazla yemeye meyilli olabilirler. Bunun tersi durumlar da olabilir. Psikolojik bozukluklar, bazen fazla yemeye, bazen de az yemeye neden olarak görülebilir. Özellikle zayıflama diyetlerine dirençli olan çok az sayıdaki şişmanlıklar hormonal ve metabolik nedenlere dayanır. Bu tür şişmanlık toplumdaki şişmanlık oranlarının çok küçük bir bölümünü kapsar. Bilindiği gibi bazı hormonlar, bazal metabolizma hızını etkiler. Hormonal nedenle bazal metabolizmanın yavaş oluşu, enerji harcamasını azaltarak alınan besin öğelerinin bir kısmının depolanmasına yol açabilir. Yalnız bu kimseler, aynı zamanda genellikle hareketsizdirler ve şişmanlamaları bu nedene de dayanabilir. Diyetin protein, karbonhidrat ve yağ içeriğinin şişmanlamada etkili olduğu bilinmektedir. Bazı araştırmacılar, diyetteki protein oranının yüksek, karbonhidrat oranının düşük olması ile daha çok enerjinin ısıya dönüşerek atıldığı fikrini savunmaktadırlar. Diğer bazı araştırmacılar ise, bunun şişmanlıkta bir etkisinin olamayacağı görüşündedirler. Karbonhidratın çok fazla kısıtlanması, organların çalışma sistemlerinde örneğin asit-baz dengesinde bozukluklar yapacağından doğru değildir.
Şişmanlığın Önlenmesi ve Tedavisi: Genellikle şişmanlamak kolay, zayıflamakgüçtür. Bu nedenle şişmanlığın tedavisinden önce, önlenmesi gereklidir.Şişmanlığın önlenmesinde en önemli kuralı, küçük yaştan itibaren enerji dengesine uygun bir beslenme alışkanlığının kazandırılmasıdır. Çocukluktan itibaren fazla şekerli, yağlı sadece enerji veren vitamini ve proteini düşük besinler fazla tüketilmemelidir. Dört besin grubundan her öğünde dengeli bir şekilde beslenme sağlanmalıdır. Çocuklukta alınan kiloları yetişkinlikte vermek çok zordur ve şişmanlığın zararlı etkileri çocuklukta başlamaktadır. Bu nedenle halk arasında bilindiği gibi “şişman çocuk, sağlıklı çocuk” demek değildir. Yiyecek ve içeceklerle alınan enerjiyi sınırlayarak vücuttaki yağ depolarını kullanmak mümkündür. Bunun için;
1. Zayıflamak isteyen kişi, harcadığından daha az kalori almalıdır.
2. Kişinin yediği besinler protein, vitamin ve minerallerden yeterli olmalıdır.
3. Doyurucu ve bireyin beslenme alışkanlığına uygun besinler seçilmelidir.
4. Diyetle birlikte beden hareketleri arttırılmalıdır.
Hızlı zayıflayan kişi verdiği kiloları kısa sürede geri alır. Bu nedenle haftada 0.5-1 kg. veya ayda 4 kg. zayıflamak en uygundur.
DİKKAT
Şişman olan kişinin yiyeceği besinler seçilirken bazı noktalara dikkat etmek gerekir:
Öncelikle şeker, tatlı, pilav, makarna, börek gibi yiyeceklerle, yemeklere eklenen yağ miktarı azaltılmalıdır. Böylece diyetin protein, vitamin ve minerallerini değiştirmeden enerjisi azaltılmış olur.
Doygunluk vermesi için enerji değeri düşük sebzeler ve meyveler sık kullanılabilir.
Özellikle yemeklerden önce yenen sebze veya meyve, açlığı kısmen tatmin ederek fazla yemeyi önleyebilir.
Kepekli ekmek ve kuru baklagiller tokluk verdiklerinden şişman kişilere önerilmelidir.
Etli yemeklere yağ konulmamalı, besinler yağda kızartılmamalıdır.
En iyi içecek sudur, su enerji vermez.
Çay ve kahve şekersiz içilirse enerjisi yoktur. Meşrubat ve alkollü içkilerin enerjisi yüksek olduğundan içilmemelidir.